Bir Sonbahar Hikayesi
mevsimlerden sonbahar..
cılız bir güneş parıldamaya çalışıyor.
belkide bütün çabası,
sonbaharın içimde yarattığı ayrılık ve hüzün havasını atmamı sağlamak.
ayrılık…
ne acı bir şeykarşımdaki kırık yıllık koca çınar ağacından süzülen her yaprak;
ayrılığın içinde tekrar tekrar canlanmasına sebep oluyor.
işte yine bir yaprak geliyor.
tutunuyor dala sımsıkı,ama sallanıyor belli düşecek,
belli son dokunuşları bu…
son kez hissediyor dalın ona verdiği güveni…
belkide bu sarsıntı anına kadar,
hiç bukadar sevdiğini ve bu kadar değerli olduğunu düşünmemişti dalın.
ama şuan ne düşünürse düşünsün faydasızartık düşeceğini o da kabullendi sanırım.
peki bu çabası niyeki?
hımm şimdi anladımtek amacı bir kaç dakika daha dala tutunmak
onun değerini düşmeden az Önce anladı ne yazık!
dua ediyor dalı tutarken;”bir kaç dakika daha ne olur…”
ve Zaman geldi işte,
artık bırakmak zorunda dalı…
yaprağın ayrılırken çıkardığı o küçük minnacık ses…ahhh.!..
içim acıdıo ses o kadar çok kapladı ki beniyüreğime birşeyler oluyor.
yavaş yavaş sokulan bir hançerin aniden batırılması gibi…
ne acı bir sestir o…
ayrılığın sesi.
böyle sessiz bir gürültü ilk defa duyuyorum.
yüreğim sağır olacak sanki…
işte…
işte süzülüyor yaprak
düşeceği yere hiç bakmıyor bile,
halen gözleri o daldaanıları canlanıyor…
uzaklaştıkça daldan aslında ona biraz daha tutkuyla bağlanıyor
gözü birden aşağıya takılıyor
daha önce hiç bu kadar yakından görmemişti
ve gittikçe yaklaşıyordu.
hiç ayrılacağı ve bu kadar uzaklaşacağıda gelmemişti aklına
ama garip bir sevinç var yüzünde
ağacın dibine düşecek ondan sanırım bu sevincinin sebebi…
buda bir derece olsa yakın olacağı anlamına geliyor.
tam “belki” diye içinden geçiriyorduaman tanrım!
Nerden çıktı bu rüzgar…
“ne oluyor böyle nereye gidiyorum…”
rüzgarı çok seviyordu halbuki
eskiden rüzgar her geldiğinde türküler söylerdi ama bu kez…
o kadar karmaşıkki herşey ne oluyor!!
tam gözleri yine yere ilişti ki….
birden yine sessiz bir gürültü
ve son kez dala baktı..
yere baktı…
sessizce gözlerini kapadı.
peki ya dal!
dal, yaprağın düşüşüne hiç mi yanmadı?
hiç mi üzülmedi sessiz çığlıklar atılırken?
üzüldü…
hemde çok.
o da böyle bir ayrılığı beklemiyordu aslında
artık o da yapraktan çok uzaktaydı…
onu hissetmiyor,ona dokUnamıyordu…z
aten yaprak yere düşerken kopan gürültülerde önce çok korkmuştu
sonrada garip bir sevinç kaplamıştı “belki” bende kırılıp yaprakla birlikte düşeceğim diye düşündü…
ama o olmadı…
o da fark edemedi yaprağın onun için önemini.
elinden gittikten sonra,
bu acı ayrılığı yaşadıktan sonra anlayabildi…
dalda bu acıyla kıvranarak
ve belkide yaprağın üzerine düşeceği ve ona tekrar kavuşacağı hayaliyle gözlerini kapadı…

Share this content:



Yorum gönder
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.